adam smith, 18. yüzyılda yaşamış olan iskoç ekonomist ve filozoftur. smith, "ulusal ekonomi üzerine bir inceleme" adlı eseriyle modern ekonominin temellerini atmış ve serbest piyasa ekonomisinin önemini vurgulamıştır. tüm dünyada büyük etkileri olan bu eser, ticaretin kalkınmadaki yerini ve önemini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
smith'e göre ticaret, bir ülkenin kalkınmasında merkezi bir rol oynamaktadır. ticaret sayesinde ülkeler arasında mal ve hizmet alışverişi gerçekleşirken aynı zamanda kaynakların daha verimli kullanılması sağlanmaktadır. örneğin, bir ülke tarım alanında uzmanlaşarak diğer ülkelerden gıda ithal edebilirken kendi kaynaklarını daha farklı sektörlere yönlendirebilir. bu da hem iç piyasada çeşitliliği arttırarak tüketiciye daha fazla seçenek sunar hem de dış pazarda rekabet gücünü arttırarak ihracat potansiyelini yükseltir.
smith'in serbest piyasa ekonomisi anlayışına göre ticarette devlet müdahalesinin minimum düzeyde olması gerekmektedir. devlet müdahalesinin az olduğu serbest piyasa ortamında rekabet özendirilir ve bu da inovasyonu ve verimliliği arttırır. ayrıca, serbest piyasa ekonomisi sayesinde tüketicilerin talepleri doğrultusunda üretim gerçekleşirken fiyatlar da arz ve talep dengesiyle belirlenir. bu da kaynakların en etkin şekilde kullanılmasını sağlar.
adam smith'in ticaretin kalkınmadaki yerine vurgu yapması, günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. küreselleşme ile birlikte dünya ticareti hızla artmış ve ülkeler arasındaki bağımlılık daha da güçlenmiştir. ticaret sayesinde ülkeler, kendi kaynaklarını daha etkin bir şekilde kullanabilirken aynı zamanda diğer ülkelerden ihtiyaç duydukları mal ve hizmetleri temin edebilmektedirler.
adam smith'in ticaretin kalkınmadaki yerini vurgulayan görüşleri günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. ticaret sayesinde ülkeler arasında mal ve hizmet alışverişi gerçekleşerek kaynakların daha verimli kullanılması sağlanmakta, rekabet özendirilerek inovasyonun önü açılmakta ve tüketicilere daha fazla seçenek sunulmaktadır. bu nedenle serbest piyasa ekonomisi anlayışıyla hareket eden ülkeler, ticareti kalkınmanın temel taşı olarak görmekte ve bu alanda politikalarını şekillendirmektedirler.
