anarşizm, toplumsal düzenin devlet otoritesine dayanmadığı bir politik felsefedir. bu düşünce akımı, bireylerin özgürlüklerini ve eşitliklerini savunurken, devletin otoriter yapısını reddeder. anarşist düşünürler arasında pierre-joseph proudhon, mikhail bakunin ve peter kropotkin gibi önemli isimler bulunmaktadır.
pierre-joseph proudhon, anarşizmin kurucularından biridir. ona göre, devlet ve özel mülkiyet insanların özgürlüklerini kısıtlamaktadır. proudhon'un en ünlü eseri olan "mülkiyet üzerine" adlı kitabında, mülkiyetin haksız olduğunu savunmuştur. ona göre mülkiyet sadece zenginleri daha da zenginleştirirken yoksulları daha da fakirleştirmektedir. proudhon ayrıca işçi sınıfının kendilerine ait olan üretim araçları üzerinde kontrol sahibi olması gerektiğini vurgulamıştır.
mikhail bakunin ise anarşizmin en etkili düşünürlerinden biridir. devlete karşı şiddetli bir eleştiri getiren bakunin'e göre devlet otoritesi insanların özgürlükleri üzerinde baskı kurmakta ve onları sömürmektedir. bakunin, devletin yerine toplumun doğal olarak oluşan örgütlenmelerinin geçmesi gerektiğini savunmuştur. ona göre, insanlar kendi işlerini kendileri yönetebilir ve kararlarını ortaklaşa alabilirler.
peter kropotkin ise anarşizmin dayanışma ve yardımlaşma prensiplerine odaklanan bir düşünürdür. kropotkin'e göre insanlar doğal olarak sosyal varlıklardır ve birbirlerine yardım etme eğilimindedirler. onun en önemli eseri olan "dayanışmanın karşıtı" adlı kitabında, rekabetçi kapitalist sistem yerine dayanışma temelli bir toplum önermiştir. kropotkin'e göre bu tür bir toplumda insanlar daha adil ve eşitlikçi ilişkiler kurabilirler.
bu üç düşünür de anarşizmin farklı yönlerini vurgulamışlardır. proudhon mülkiyetin haksız olduğunu savunurken, bakunin devlet otoritesinin zararlarına dikkat çekmiştir. kropotkin ise dayanışmanın önemini vurgulayarak daha adil bir toplum hayali kurmuştur.
anarşist düşünce akımı farklı perspektiflere sahip olan proudhon, bakunin ve kropotkin gibi düşünürlerin çalışmalarıyla şekillenmiştir. bu düşünürler, devlet otoritesine karşı çıkarak insanların özgürlüklerini ve eşitliklerini savunmuşlardır. anarşizm, toplumsal düzenin alternatif bir modeli olarak görülerek, bireylerin kendi işlerini yönetebilecekleri dayanışma temelli bir toplum hayalini kurmuştur.