DELİLİK, HASTALIK VE TOPLUMSAL DIŞLAMA - FOUCAULT PERSPEKTİFİ

delilik, hastalık ve toplumsal dışlama konusu, michel foucault'un disiplin ve ceza ile ilgili çalışmalarıyla öne çıkan bir perspektiften ele alınabilir. foucault'a göre delilik ve hastalık, toplumun belirlediği normlara uymayan bireyler tarafından taşınan etiketlerdir ve bu etiketlerle dışlanan bireyler toplum tarafından kontrol altına alınır.



foucault'un "akıl hastanesi" adlı eserinde de belirttiği gibi, akıl hastaneleri sadece delilerin tedavi edildiği yerler değil aynı zamanda onların kontrol altında tutulduğu mekanlardır. delilerin toplumdan izole edilmesi ve onların normal kabul edilen davranışlara uyması için zorlanması, foucault'un disiplin mekanizmalarını açıklamak için verdiği en iyi örneklerden biridir.

hastalık da benzer şekilde ele alınabilir. toplumun kabul ettiği sağlık standartlarına uymayan bireyler hasta olarak nitelendirilir ve bu durum da onların dışlanmasına neden olur. hastalıklarla mücadelede kullanılan tıbbi teknolojiler de aslında bireyleri kontrol altında tutmak için kullanılır.

toplumsal dışlama ise delilik ve hastalık gibi kavramlarla doğrudan ilişkilidir. toplumun normlarına uymayan bireyler ya da gruplar dışlanarak diğerleri arasından ayrılırlar. bu durumda sosyal statülerini kaybeden bireyler, kendilerini daha da yabancılaştırılmış hissederler.

foucault'un perspektifinden bakıldığında delilik, hastalık ve toplumsal dışlama kavramları arasında derin bir ilişki bulunmaktadır. bu kavramlar üzerinden yapılan analizler sayesinde toplumdaki güç dinamikleri daha iyi anlaşılabilir ve bu konularda yapılması gereken reformlar belirlenebilir.