DEPRESYONUN PSİKOLOJİK VE BİYOLOJİK ETKİLERİ

depresyon, günümüzde giderek artan bir sorun haline gelmiştir. hem psikolojik hem de biyolojik etkilere sahip olan bu rahatsızlık, kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. psikolojik etkileri incelendiğinde, depresyonun genellikle kişide sürekli üzgün hissetme, umutsuzluk ve değersizlik duyguları yaratmasıyla kendini gösterdiği görülmektedir. kişi kendini yalnız hisseder ve sosyal ilişkilerinden uzaklaşabilir. ayrıca depresyonun kaygı bozukluğu ile birlikte seyretmesi durumunda panik ataklar da yaşanabilir.



biyolojik etkilere bakıldığında ise depresyonun beyindeki kimyasal dengesizliklerden kaynaklandığı düşünülmektedir. beyindeki serotonin ve dopamin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği depresyona yol açabilmektedir. ayrıca genetik faktörlerin de depresyon riskini arttırdığı bilinmektedir.

depresyonun psikolojik ve biyolojik etkileri arasında karşılıklı bir ilişki bulunmaktadır. örneğin, sürekli stres altında olan bir bireyde beyindeki kimyasal dengesizlikler artabilir ve bu da depresyona yol açabilir. depresyon belirtileri gösteren bir kişi sosyal ilişkilerinden uzaklaştıkça daha da yalnız hissedebilir ve bu durum da psikiyatrik sorunları tetikleyebilir.

bu nedenle depresyon tedavisi sadece ilaçlarla ya da sadece terapiyle yapılmamalıdır. hem psikiyatrist hem de psikolog desteği almak önemlidir. ayrıca düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve uyku düzenine dikkat etmek de depresyonla mücadelede yardımcı olabilir.

depresyon hem psikolojimizi hem de bedenimizi olumsuz yönde etkileyen ciddi bir rahatsızlıktır. bu nedenle belirtileri fark edildiğinde profesyonel destek alınmalı ve gerekirse tedavi sürecine başlanmalıdır. unutulmamalıdır ki herkes zaman zaman zor günler geçirebilir ancak kronik hale gelen üzüntü hali mutlaka ciddiye alınmalıdır.