FREUD’UN KİŞİLİK KURAMINDA ZİHİNSEL SÜREÇLERİN ROLÜ

freud'un kişilik kuramı, zihinsel süreçlerin insanın davranışları üzerindeki etkisini açıklamak için geliştirdiği bir teoridir. bu kurama göre, insanın kişiliği üç farklı yapıdan oluşmaktadır: id, ego ve süperego.



id, doğuştan gelen içgüdülerin ve arzuların merkezi olarak kabul edilir. insanın temel ihtiyaçlarını karşılamak için harekete geçen bu yapı, anlık tatmin arayışı içindedir ve mantık ya da ahlaki değerlerden bağımsızdır. ego ise gerçeklik ilkesine göre hareket eden bir yapıdır. dış dünya ile ilişkiyi sağlayan ego, id'in istekleri ile süperegonun ahlaki standartları arasında denge kurmaya çalışır.

süperego ise toplumun ve çevrenin dayattığı ahlaki değerlerin temsilcisidir. kişinin içselleştirdiği normlar ve idealler bu yapıda yer alır ve bireyin vicdanını oluşturur. süperego genellikle ego ile çatışma halindedir çünkü toplumsal beklentilerle bireysel istekler arasında bir denge bulmak zordur.

zihinsel süreçlerin rolü freud'un kişilik kuramında oldukça önemlidir çünkü insan davranışlarının altında yatan motivasyonları açıklar. bilinçli düzeyde farkında olmadığımız dürtülerimiz, duygularımız ve düşüncelerimiz aslında davranışlarımızı belirleyen unsurlardır. bu nedenle freud'a göre psikolojik rahatsızlıkların temelinde yatan sebepleri anlamak için zihinsel süreçlere odaklanmak gerekmektedir.

freud'un kişilik kuramı zihinsel süreçlerin insan davranışları üzerindeki etkisini derinlemesine inceleyen bir yaklaşımdır. insanların nasıl hissettikleri, neyi düşündükleri ve neden belirli şekillerde davrandıkları konusunda daha fazla anlayış geliştirmemize yardımcı olabilir ve psikolojik sorunların kökenini anlamamıza katkı sağlayabilir.