friedrich engels, 19. yüzyılın önemli düşünürlerinden biri olarak kabul edilir ve marksizm'in kurucularından biridir. marx'ın yakın arkadaşı olan engels, onunla birlikte sosyalizm ve komünizm teorilerini geliştirmiş ve yaygınlaştırmıştır. ancak engels'in katkıları sadece siyaset alanında değil, aynı zamanda edebiyat kuramına da büyük etkiler yapmıştır.
engels, edebiyatı toplumsal ilişkilerin yansımalarını inceleyen bir araç olarak görmüştür. ona göre, edebiyat sadece sanatsal bir ifade biçimi değildir; aynı zamanda toplumun ideolojik yapısını yansıtan ve dönemin sosyal koşullarını ele alan bir araçtır. bu nedenle engels'e göre, her eser belirli bir tarihsel döneme ait olan toplumsal ilişkilere dayanmalıdır.
engels'in edebiyat kuramındaki en önemli katkısı "gerçekçilik" kavramının geliştirilmesidir. gerçekçilik anlayışına göre, sanat eserleri gerçek hayattan alınan materyallerle oluşturulmalıdır. edebiyat eserleri gerçeğe uygun olmalı ve toplumun gerçek sorunlarını ele almalıdır. engels, gerçekçilik anlayışının toplumun ilerlemesine katkıda bulunacağına inanmıştır.
engels ayrıca edebiyatın sınıf mücadelesinin bir parçası olduğunu savunmuştur. ona göre, edebiyat eserleri sınıf çelişkilerini ve toplumsal eşitsizlikleri yansıtmalıdır. edebiyatın amacı, halkın bilincini uyandırarak onları sömürüye karşı harekete geçirmektir. bu nedenle engels'e göre, edebiyat eserleri devrimci bir nitelik taşımalı ve halka ilham vermelidir.
engels'in edebiyat kuramına olan katkısı, daha sonraki dönemlerde de etkisini sürdürmüştür. özellikle 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan sosyalist gerçekçilik akımında engels'in fikirleri önemli bir rol oynamıştır.
friedrich engels'in edebiyat kuramına olan katkısı büyük öneme sahiptir. gerçekçilik anlayışının geliştirilmesi ve sanat eserlerinin toplumsal ilişkilere dayanması gibi fikirler, bugün hala tartışma konusu olmaktadır. engels'in düşünceleri sayesinde edebiyatta politika ile sanat arasındaki ilişki daha iyi anlaşılmış ve edebiyatın toplumsal değişimdeki rolü daha fazla vurgulanmıştır.
