HEİDEGGER'IN ELEŞTİRİSİ - VARLIK SORUNU

heidegger, varlık sorunu konusunda geleneksel metafizik anlayışını eleştirmiş ve yeni bir perspektif sunmuştur. ona göre, varlık sorunu sadece nesnelerin var oluşuyla ilgili değil aynı zamanda insanın kendi varlığıyla da ilgilidir. heidegger'a göre, varlık sadece nesnelerin dışsal özellikleriyle değil aynı zamanda onların içsel anlamıyla da ilişkilidir.



heidegger'ın eleştirisi, geleneksel metafizik anlayışının nesneleri salt olarak objeler olarak ele alması ve onların içindeki anlamı göz ardı etmesi üzerinedir. ona göre, insanlar dünyayla olan ilişkilerinde sadece nesneleri kullanmakla kalmazlar aynı zamanda bu nesnelerle anlamlar yaratır ve dünyayla olan bağlarını kurarlar. dolayısıyla varlık sorunu sadece nesnel gerçeklikle ilgili değil aynı zamanda insanın dünyaya nasıl baktığı ve onunla nasıl ilişki kurduğuyla da yakından ilgilidir.

heidegger'ın bu eleştirisiyle birlikte ortaya çıkardığı yeni perspektif ise "varoluşçu" bir bakış açısıdır. varoluşçuluk, insanın kendi varlığına yönelik farkındalığını vurgular ve onun dünyayla olan ilişkisini ön plana çıkarır. insanın kendini tanımak için önce kendi varlığını kabul etmesi gerektiğini savunan heidegger'a göre, varlık sorunu aslında insanın kendisiyle olan ilişkisini keşfetme sürecidir.

heidegger'ın varlık sorunu konusundaki eleştirisi geleneksel metafizik anlayışına karşı yeni bir perspektif sunmaktadır. ona göre, varlık sadece nesnelerin dışsal özellikleriyle değil aynı zamanda içsel anlamlarıyla da ilişkilidir ve bu yüzden insanın kendi varlığına yönelik farkındalığı önemlidir. bu bakış açısıyla heidegger, varsayımızda olduğumuz dünya ile daha derin bir bağ kurmamız gerektiğini vurgular ve bizi kendi yaşamımız üzerine daha fazla düşünmeye teşvik eder.