NARCİSSUS'UN HİKAYESİ

narcissus, yunan mitolojisinde en ünlü karakterlerden biridir. hikayesi, güzelliğiyle tanınan ve kendisine hayran olan bir genç adamın trajik öyküsünü anlatır.



narcissus'un hikayesi, ovidius'un metamorfozlar adlı eserinde anlatılmaktadır. mitolojide, narcissus güzel bir çobandı ve herkes onun güzelliğine hayrandı. ancak narcissus, başkalarının ilgisini çekmek yerine yalnız kalmayı tercih ediyordu.

bir gün ormanda avlanırken, su kaynağına geldi ve suyun yüzeyindeki görüntüsünden büyülendi. kendi yansısını gördükten sonra aşık oldu ve suya dokunarak kendisiyle konuşmaya başladı. ancak her seferinde elini uzattığında yansısı kayboluyordu.

narcissus bu durumdan çok etkilendi ve artık sadece kendi yansısına bakarak zaman geçirmeye başladı. yemek yemeyi bile unuttu ve sadece suyun yanında oturup kendisini izliyordu.

bu arada echo adlı bir nimf de ormanda yaşıyordu ve narcissus'a aşık olmuştu. ancak echo'nun konuşma yeteneği yoktu; sadece başkalarının söylediklerini tekrar edebiliyordu. bu nedenle narcissus ona ilgi göstermedi ve echo da üzgün bir şekilde ormanda yalnız kaldı.

narcissus'un yansısına olan aşkı artık kontrol edilemez hale gelmişti. sonunda, suya atlayarak kendisini kucakladı ve öldü. bu olaydan sonra, su kaynağına dönüştürüldü ve adına narcissus çiçeği denilen güzel bir çiçek yetişmeye başladı.

narcissus'un hikayesi, insanların kendilerine olan aşırı hayranlıklarının sonuçlarını anlatan bir mitolojik öyküdür. aynı zamanda, başkalarının duygularını görmezden gelmenin ne kadar acılı olduğunu da gösterir. bu nedenle, narcissus'un hikayesi günümüzde de sıklıkla kullanılır ve insanların kendilerine olan hayranlıklarının sınırını belirlemeleri gerektiğini hatırlatır.