ÖLÜM VE SONSUZLUK KORKUSU - ALBERT CAMUS’UN FELSEFESİNDE ÖLÜM KAVRAMI

albert camus, varoluşçuluk akımının önemli temsilcilerinden biridir ve ölüm kavramı onun felsefesinde önemli bir yer tutar. camus'a göre insanın yaşamı anlamlı kılan şey, ölümün kaçınılmazlığıdır. ölüm, insanın hayatına anlam katan bir gerçeklik olarak karşımıza çıkar ve bu gerçeklikle yüzleşmek insanın varoluşunu derinlemesine sorgulamasına neden olur.



camus'un "sisifos söyleni" adlı eserinde de ölüm ve sonsuzluk korkusu üzerine derin düşüncelere yer verilir. sisifos efsanesinden yola çıkarak insanın yaşamının anlamını sorgular ve ölümün kaçınılmazlığını vurgular. sisifos'un taşıdığı kayanın tepeye ulaştığında tekrar aşağıya yuvarlanması gibi, insan da sürekli olarak aynı döngü içinde yaşar ve sonunda ölüme doğru ilerler.

camus'a göre, ölümün kaçınılmazlığı karşısında insanın yapabileceği tek şey hayatının değerini bulmaya çalışmaktır. ölümün getirdiği sonsuzluğun bilinciyle hareket eden birey, her anını daha bilinçli ve dolu dolu yaşamaya çalışmalıdır. bu şekilde, ölüm korkusuyla baş etmek mümkün olabilir ve insan kendini daha anlamla dolu hissedebilir.

öte yandan camus'a göre, ölüm aslında insana paradoksal bir huzur da verebilir. sonsuzluğun bilinciyle hareket eden birey için her an değerlidir ve bu da ona içsel bir huzur sağlar. öte yandan, sonsuzluğun getirdiği belirsizlik duygusuyla baş etmek de zor olsa da bu belirsizlikle barışık olmak gereklidir.

albert camus'un felsefesinde ölüm kavramı, insana hayatının değerini bulma yolunda rehberlik eden önemli bir unsurdur. ölümün kaçınılmazlığı karşısında bireyin yapabileceği en iyi şey ise her anını bilinçli olarak yaşayarak kendini daha derinlemesine tanımak ve hayatına anlam katmaktır.