julia kristeva, dilin semiyotik ve simgesel olarak iki farklı boyutu olduğunu savunan bir dil kuramı geliştirmiştir. bu kuram, dilin sadece anlamın iletilmesi aracı olmadığını, aynı zamanda bireyin kimlik oluşumunda da önemli bir rol oynadığını vurgular.
kristeva'ya göre semiyotik, doğal ve bedensel olanla ilişkilidir. bebeklik döneminde başlayan semiyotik süreçte, birey henüz anlamlı kelimeler kullanmasa da beden hareketleriyle ifade ettiği duygusal durumları iletişim kurar. bu dönemde dil daha çok ritimler, sesler ve jestlerle ifade edilir. semiyotik süreçte dilin amacı doyum sağlamak ve duygusal tatmini sağlamaktır.
simgesel ise toplumsal olarak kabul edilen normlarla ilişkilidir. dilin bu boyutunda anlamların belirlenmesi için belirli bir sözcük veya işaret kullanılır. simgesel süreçte birey toplumsal normlara uygun davranışlar sergiler ve bu sayede toplumun kabulünü kazanır. simgesel süreçte dil daha çok gramer kurallarıyla şekillendirilir.
kristeva'ya göre semiyotik ve simgesel arasındaki geçiş dinamiktir ve her iki boyut da birbirini tamamlar. dilin semiyotik boyutu, bireyin iç dünyasını ifade etmesine olanak sağlarken, simgesel boyut ise toplumsal kimlik oluşumunda önemli bir rol oynar. bu iki boyut arasındaki denge, bireyin dil kullanımında ve anlam üretiminde belirleyici bir faktördür.
kristeva'nın dil kuramı, dilin sadece iletişim aracı olmadığını ve bireyin kimlik oluşumunda da etkili olduğunu vurgular. semiyotik ve simgesel boyutlar arasındaki ilişkiyi açıklamak için geliştirilen bu kuram, dilin karmaşıklığını ve çok yönlülüğünü ortaya koyar. dilin semiyotik boyutu duygusal ifadeleri içerirken, simgesel boyut toplumsal normları yansıtır. bu iki boyutun dengeli bir şekilde kullanılmasıyla birey hem iç dünyasını ifade edebilir hem de toplumla uyumlu ilişkiler kurabilir.
julia kristeva'nın dil kuramı, semiyotik ve simgesel olarak adlandırılan iki farklı dil işleme sürecini vurgulayarak dilin anlam üretimiyle birlikte kimlik oluşumu üzerinde de etkili olduğunu göstermektedir. dil sadece iletişimde değil aynı zamanda insanların kendilerini ifade etmeleri ve toplumsal kimliklerini oluşturmaları için de önemli bir araçtır.
