TOPLUMDA ADALETİN SAĞLANMASI ÜZERİNE ROUSSEAUCU BİR BAKIŞ AÇISI

toplumda adaletin sağlanması, her bireyin eşit haklara sahip olduğu ve herkesin hakkının korunduğu bir ortamın oluşturulması demektir. bu konuda rousseau'nun düşünceleri oldukça önemlidir. rousseau, toplumun doğal durumunda insanların özgür ve eşit olduğunu savunmuştur. ancak toplumsal yaşama geçildiğinde bu özgürlük ve eşitlik kaybolmaktadır.



rousseau'ya göre, toplumsal sözleşme ile bireyler arasında adaletin sağlanması mümkündür. toplumsal sözleşme ile bireyler kendi özgürlüklerini bir araya getirerek ortak bir irade oluştururlar ve bu irade doğrultusunda kurallar belirlerler. bu kuralların amacı ise herkesin haklarını koruyarak adil bir ortamın oluşmasını sağlamaktır.

adaletin sağlanması için ise toplumdaki güç dengesinin korunması gerekmektedir. güç dengesinin bozulması durumunda adaletsizlikler ortaya çıkabilir ve bazı bireyler diğerleri üzerinde egemenlik kurabilir. bu nedenle devletin rolü oldukça önemlidir. devlet, bireyleri koruyarak adil bir düzeni sağlamakla yükümlüdür.

rousseau'ya göre, devlet sadece halkın iradesini temsil etmeli ve herkes için eşit şartlar sunmalıdır. adalet ancak bu şekilde sağlanabilir ve herkes kendi haklarına sahip çıkabilir. toplumdaki adaletsizlikleri engellemek için devletin gücünü kullanarak halkı koruması gerekmektedir.

rousseau'nun düşüncelerine göre toplumda adaletin sağlanması için bireyler arasında eşitlik ve özgürlük temel alınmalıdır. devlet ise bu değerleri koruyarak adil bir düzeni tesis etmelidir. böylece herkes hak ettiği değeri alacak ve toplumda huzur içinde yaşayabilecektir.