boş sayfa kapak

boş sayfa

steven pinker
2 alıntı kitap alıntısı

danimarkalı dilbilimci otto jespersen(1860-1943) tarihin en sevilen dilbilimcilerinden birisidir. canlı bir anlatıma sahip kitapları günümüzde hala okunur. özellikle ilk kez 1905'de yayınlanan 'ingilizcenin gelişmesi ve yapısı' isimli kitabı ilgi görmektedir. jaspersen'in akademisyenliği modern olsa bile bu kitabın başlangıç sayfaları, okuduğumuz kitabın günümüze ait olmadı izlenimini uyandırır: 'ne zaman ingilizce üzerinde düşünsem ve onu başka dillerle karşılaştırsam, aklıma şu ifade gelir. bu dil kesinlikle ve açıkça erildir, olgun bir adamın dilidir, çocukça ya da kadınca hiçbir yönü yok gibidir. (uzun eril övgü)' ingilizcenin erkekliğini, ağırbaşlılığını övmeye devam eden jespersen bölümü şöyle bitirir: 'dili nasılsa ulusu da öyledir'. günümüzde bu cümlelerde cinsiyetçilik, ırkçılık ve şövanizmden şaşkına uğramayacak bir okur bile yoktur. metinde kadınların çocuksu olduğu ima edilirken, sömürgeleştirilen halklar tembel olarak sterotipleştirilir ve yazar keyfine göre kültürünü yüceltir. büyük bir akademisyenin saplanıp kaldığı bu acıklı standartlar da eşit derecede şaşırtıcıdır.

sayfa 30
kullanıcı yorumu
serdarrah

burada jaspersen'in dönemin normali olan ırkçılık seviyesine saplanmasını pinker kadar yadırgamıyorum. evet jaspersen ifadelerinde ırkçı betimlemeler yapmış olabilir, ama ingilizcenin eril yapısı konusunda haklı. diğer yandan benim aklıma güzel türkçemiz geldi. kimse türkçe'yi erillikle, cinsiyet eşitsizliğiyle suçlayamaz. asalım bayrakları.

1997 yılında deep blue isimli bir ibm bilgisayarı devrelerinin gücüne başvurarak trilyonlarca olası hamleyi değerlendirmiş, yalnızca oyunun gidişatına göre tepkiler vermiş ve kasparov'u yenmişti. newsweek dergisi bu maç için "insanlığın son savunması" başlığını atmıştı. kasparov ise maçın sonucunu "insanlığın sonu" olarak nitelemişti. farklı hamleleri ve net bir galibinin oluşu gibi özellikleriyle, satrancın yapay bir dünya olduğunu ve kurallarla hareket eden bir bilgisayara son derecede uyduğunu söyleyip itiraz edebilirsiniz. öte yandan insanlar, sonsuz olasılık sunup bulanık hedeflerin bulunduğu karmaşık bir dünyada yaşar. bu ortam insanın yaratıcılığını ve sezgilerini gerektirir -bilgisayarların asla bir senfoni besteleyemeyeceği, hikaye yazamayacağı ve tablo resmedemeyeceğini herkesin bilmesinin sebebi de budur. fakat insanlar yanılıyor da olabilir.

sayfa 51
kullanıcı yorumu
serdarrah

böyle bir şey teknoloji. görece çok yeni yazılmış olan bir kitap bir anda tarih olabiliyor. kitabın içeriği oldukça reformcu olmasına rağmen, yazarın bazı değerlendirmeleri günün kabul edilmiş doğrularından etkilenebiliyor.