felsefenin tesellisi - alain de botton (5)
musa ve tektanrılıcılık - sigmund freud (4)
osmanlı'da seks - murat bardakçı (3)
ruh ve haz - sigmund freud (3)
yalanın siyaseti - yalın alpay (3)
kuran incil ve tevrat'ın sümer'deki kökeni - muazzez ilmiye çığ (3)
her güne yeni bir shakespeare - allan percy (2)
totem ve tabu - sigmund freud (2)
umut devrimi - erich fromm (2)
pratik felsefe - gilles deleuze (2)
bir yanılsamanın geleceği - sigmund freud (1)
kitaplar ve sigaralar - george orwell (1)
paris ve londra'da beş parasız - george orwell (1)
felsefe incelemeleri - karl marx & friedrick engels (1)
haşlanmış harikalar diyarı ve dünyanın sonu - haruki murakami (1)
hegel felsefesine giriş - alexandre kojeve (1)
adalet melekleri - serdar kuş (1)
tekeşlilik - adam phillips (1)
uygarlığa dair hoşnutsuzluğumuz - sigmund freud (1)
ben ve savunma mekanizmaları - anna freud (1)
hayat problem çözmektir - karl popper (1)
"bu mükemmel insanlardan birini dostum olarak adlandırma talihine sahibim. dostuma dinin yanılsama olarak ele alındığı ufak bir yazımı yolladım. cevabında din hakkında vardığım sonuçlara tamamen katıldığını, ancak dinin asıl kaynağının hakkını yeterince vermediğim için bana teessüf ettiğini yazdı. bahsettiği kaynak, dostumun kendisinin de hiçbir zaman yokluğunu hissetmediği, bir çok kişi tarafından varlığının onaylandığını düşündüğü ve milyonlarca insanın deneyimlediğini varsaydığı çok özel bir histi. bu his onun 'sonsuzluk' duygusu diye isimlendirmek istediği, sınırsız, sınırlandırılamaz, okyanus gibi bir varlığı hissetmekti. bu duygu tamamen öznel bir gerçekliktir, bir inanç meselesi değildir. hiçbir kişisel varoluş güvencesinin üzerine inşaa edilemez, ama çeşitli kiliseler ve din sistemleri tarafından ele alınmış, belli kanallardan iletilmiş, bilinen ve tüketilen dini enerjinin kaynağı haline gelmiştir. kişi bütün inançları ve yanılsamaları reddetse bile, sırf bu okyanusvari duygu nedeniyle kendisine dindar diyebilir.
yanılsamanın sihrini şiirsel bir dille anlatmış olan dostum benim için az zorluk yaratmadı doğrusu."
gerçekten müthiş bir tasvir, müthiş metaforlar, müthiş bir soru. freud bu kitabın yarısından fazlasını sadece bu soruya cevap verebilmek için harcıyor. ama bence onca çabasına rağmen doyurucu muhalif cevaplar veremiyor. pozisyonu da değişmediği için, en sonunda sorunun çıkış noktasını anlamsız hale getirmekte buluyor çareyi.