YALANIN SİYASETİ - YALIN ALPAY

"hakikatin önemsizleştirilmesi(postmodernizim) siyasetinin halk ayağını, toplumun görece eğitimsiz ve düşük gelir düzeyli kısmı oluşturur. bu kesim genellikle sosyal yaşamda seçkinler tarafından küçük görülmüş, kendisine pek söz hakkı verilmemiş, görüşlerine saygı gösterilmemiş, önemsenmemiş bir kitledir. bu nedenle bu kitle, hakikate ulaşmaktan çok, kendisini ne pahasına olursa olsun, toplumun saygınlık gösterilen kesimine ait hissetmeyi arzulamaktadır. görüşlerine kıymet verilmesini, küçük görülmemeyi, seçkinler kadar 'birinci sınıf bir yurttaş' olmayı istemektedir. bu nedenle, seçkinlere karşı çıkan siyasetçilerle doğrudan işbirliği kurmaya hazırdır. bu tutum onlar için varoluşsal bir refrekstir."

kitabın en hoşuma giden paragraflarından birisi. yukarıda kabaca bir aşağılık duygusunun yarattığı kitlesel etkileşimler tarif edilmiş. bence sadece bu aşağılık kompleksini postmodernist popülizmin ana sebeplerinden birisi olarak ele alabiliriz.

toplumun seçkinlere göre geride kalmış geniş kesimi, bu 'aşağıda olma' gerçekliğinin yarattığı aşağılık kompleksinden nefret etmektedir ve bu rahatsız edici duygudan kurtulmak istemektedir. ancak doğal yollardan bu duygudan kurtulmak pek kolay değildir. kişinin seçkinlerin olduğu alana girebilmesinin yolu kendisini eğitmesinden geçer. ancak dört bir tarafı sistemin kendisine biçtiği hayat rolleri tarafından kuşatılmış birey için bu pek kullanılabilir bir seçecek değildir. birey burada sıkıştıkça sıkışır, daraldıkça daralır ve bir çıkış yolu arar. aradığı kısayol da postmodernist popüler siyasiler sayesinde yaratılır. bu siyasetçiler adeta bir peygamber gibi imdatlarına yetişir.

hegel'in dediği gibi: 'her şey normaldir'. ben de ekliyorum: 'her şey normaldir ve sadece normal olabilir'. bu yüzden postmodernizm de normaldir.


yalanın siyaseti eseri hakkında sen de alıntı paylaşmak istiyorsan şimdi kaydol.


kitap alıntısı. yalanın siyaseti - yalın alpay - serdarrah